Nadide sultan: ''Evlilik yanlış insanla, cehennem; doğru bir insanla cennettir''
Konyalım Yürü Konyalım şarkısı Nadide Sultan Hayatı Nadide Sultan Kimdir Nadide Sultan Nereli Magazin Haberleri Nadide Sultan Oğlu Nadide Sultan Röportajı Nadide Sultan ınstagram Nadide Sultanın Abisi Nadide Sultanın Eşi Röportaj / / April 05, 2020
Yönetmen Hakan Yonat ile 2014'ten bu yana evli olan ve yaklaşık 2 sene önce oğulları Kaan'ı kucaklarını alan çiftten Nadide Sultan, özel hayatına dair bilinmeyenleri Yasemin.com'a anlattı. 43 yaşındaki güzel şarkıcı Nadide Sultan'ın röportajının detayları...
99'lu yıllara 'Konyalım' şarkısı ile damga vuran şarkıcı Nadide sultan, kulağa hoş gelen sesiyle sanat camiasının birbirinden değerli isimleri üzerinde büyük bir etki bırakmıştı. Okul yıllarında müzik hayatına nasıl başladığını büyük bir keyifle anlatan Nadide Sultan, özel hayatıyla ilgili 2 sene önce dünyaya getirdiği oğlu Kaan'dan ve eşi Hakan Yonat ile nasıl tanıştıklarından bahsetti. Magazin gündeminde sanatçı kimliğinin yanı sıra annelik kimliğiyle de merak edilen Nadide Sultan, özel hayatına dair merak edilenleri Yasemin.com muhabirlerinden Müge Çakmak'a anlattı...
Yasemin.com/ ÖZEL
- Müzikle ilk tanışma nasıl oldu?
İnanın hatırlamıyorum çünkü hayatımla o kadar çok iç içe geçmiş ki. Doğduğumdan beri müziğe ilgim vardı doğuştan bir şey olduğunu düşünüyorum sanırım oğlumun da müziğe karşı ilgisi var. Bence doğduğunuz andan itibaren ilgi duyuyorsunuz. Ben 3-4 yaşımdan beri hatırladığım kadarıyla şarkı söylüyordum.
-Sanat okulu, konservatuvar ve vokalistlik geçmişiniz var Ajda Pekkan, Sibel Can, Coşkun Sabah gibi önemli isimlere vokal yapmışsınız. Biraz bu dönemden bahsedebilir miyiz?
İlkokuldan itibaren müzik kolundaydım nerede müzik varsa ben oradaydım açıkçası. Ortaokulda koro ilanını gördüm ama o liseliler içinmiş bende beni alacaksınız diye tutturdum ve koronun solisti oldum. Okulun pilav günü meşhurdu konser o zaman yapılacaktı maalesef yağmur yağdığı için iptal oldu ve benimde hayallerim suya düştü ama orada Gündoğdu Duran adlı bestekar çok kıymetli büyüğüm ile tanışma şansım oldu. Kendisi bana müzik okumalısın dedi, ailemi ikna etti ve abim ile beraber ders vermeye başladı. Fakat abim kulaktan çalmayı sevdiği için sistem olarak müzik derslerine ve notaya karşıydı. O tiyatroya başladı. Bende aynı dönemlerde müziğe başladım kanun çalmaya. Kanun dersleriyle beraber Gündoğdu Duran Lise döneminde Üsküdar Musiki Cemiyeti hemen ardından Marmara Musiki Cemiyeti ve kanun derslerine devam ettim. Lise bitir bitmez Müjdat Gezen Sanat Merkezi Türk Müziği bölümünde okumaya başladım. Ve orayla beraber sahne hayatım başladım.
Arkadaşlarımızla grup kurduk sahneye çıkmaya başladık. Daha sonra vokal teklifi geldi. Sevgili Altay’a vokal yaptım. Altay’a vokal yaparken Coşkun Sabah’ın mekanında çıkıyorduk Altay’dan sonra mekanda Fatih Ürek çıkıyordu. Hem Coşkun Sabah’tan hem de Fatih Ürek’ten teklif alınca Altay’ı bıraktım. Coşkun Sabah ile saat 9-10 gibi sahne alıyordum ordan Fatih Ürek’e geçiyordum sabah kalkıyorum çok uyumadan o dönemde konservatuarı üçüncülük ile İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarını kazanmıştım . Bu şekilde sahne hayatım başladı. Daha sonra sevgili Ebru Yaşarın ilk albümü çıkacak biz vokal grubu olarak başlamıştık birkaç şarkıcı arkadaşımla “Bu Sahilde Bu Sahilde..” aa ne güzel şarkı dedik daha sonra biz bu şarkıya vokal yaptık. Daha sonra bu şarkıdan Ajda Pekkan bizi çok beğeniyor ve Ajda Pekkan'ın albümüne gittik. Sonra sahnede Emel Sayın, Sibel Can gibi isimlere vokallik yaptım ve sahnede solo çalışmalarım oldu.
Şarkıcı Aydın ile çalışırken Aydın, Garo Mafyan ile albüm yapıyordu. Garo Mafyan bir kız arıyor konservatuvarlı elimde şarkılar var bunu bir kadın tonu okuyabilir dendi Zeynep Talu ile sözler yazdık rahmetli Aysel Gürel sözler yazacaktı. Daha sonra Garo Mafyanla tanışıyorum sesimi çok beğeniyor ve ilk albümüm ortaya çıkıyor.
“KONYALIM'’I konuşmadan olmaz… Konyalım Türk Halk Müziği ama siz pop da Türk Sanat Müziği de söylüyorsunuz…
Aslında birinin tarzı olmalı yani müzik yapıyorsanız, sanat yapıyorsanız keskin bir tarzı olmalı. Ben denemeyi seviyorum mesela “Konyalım” albümünün içinde bir Yunan şarkıcısının eserini seslendirmiştim. Ben pop-alaturka bir müzik yapıyorum. Alaturkanın içinde Orta Asya’dan itibaren baktığınızda halk müziği ve sanat müziği iç içe içedir sonradan kopmuştur. Yapılan aranjeleri incelediğinizde altta bağlama yazar, ut yazar keman yazar aslında kızacaklar ama Türkiye de herkesin yaptığı arabesk müzik yani karışık bir müzik tarzı. Bir anektod geçeyim doktoraya başladığım zaman Türk Müziği üzerine bir ders yaptım o da şuydu.
Son 4 yılda ilk beşe girmiş radyolardaki şarkıların makamsal incelemesi bunlar pop şarkılar ve Rock şarkılardı çoğunlukla baktım ki rock şarkılarında çok daha fazla makam geçkileri var. Şu anda dinlediğimiz bütün şarkılar makamsal. Konyalıma dönecek olursak pop yapan şarkıcı arkadaşlarım tam has bir halk müziği söyleyelim durumu olmuştu. Bir sürü arkadaşım söyledi bende söylemek istedim.
Sahnede Konyalımı söylüyorum benim sevdiğim ciciannem dediğim bir büyüğüm var “konyalı mı” neden söylemiyorsun derken söylemeye başladım daha sonra şarkıcı Kubat ile karşılaştık albüm çalışması için stüdyoya girdiğim sırada halk müziği söylemek istediğimi belirttim ama aklımda hareketli bir halk müziği söylemek yok onu mu söyleyeyim bunu mu söyleyeyim derken Kubat “Sen Konyalı değil misin” dedi. “evet, Konyalıyım” dedim. “ O zaman Konyalı mı” söyle dedi. Konyalı mı söyledim ama albümün içindeki 5. Şarkı fakat o dönemler radyolar bu kadar zorlanmıyorlar. Kendileri keşifler yapabiliyorlardı
“Konyalım'ı” radyolar keşfetti ve radyolarda deli gibi çalmaya başladı tabi biz ne yapacağımızı şaşırdık çünkü hiç aklımızda yoktu. Ve Konyalıma klip çektik.
- Yeni projeleriniz var mı? Dizi, sinema, tiyatro vs..
Aslında tiyatro teklifleri çokça geliyor. Ben tiyatro tekliflerini kabul etmediğimi bildikleri halde gelen teklifler oluyor. Tiyatro oyunculuğu çok farklı bir şey istiyor neyi nasıl yapacağınız, oyunculuğu su gibi içmeniz lazım. Ne kadar emek verildiğini abimden biliyorum, abimden görüyorum. Dizi, sinema oyunculuğu tiyatroya nazaran daha kolay. Tiyatro oyunculuğu çok daha büyük hareketler ister tiyatro da en arkada ki seyirciye sesinizi ve oyununuzu izleyici görmeli, duymalı. Ben komedi yapmayı seviyorum onda kendimi buluyorum öncelikle eğlenmeliyim yaptığım işte ben eğleneceğim mutlaka ben haz alacağım. Ama yine de haddini bilmek lazım. Neyi bilirsin demişler haddimi bilirim demiş. Oyunculuk yapmış olmama rağmen bu konuda biraz daha çekimserim.
- Anne Nadide Sultan ile Şarkıcı Nadide Sultan arasında ne gibi farklılıklar ne gibi benzerlikler var?
Ayşe annem (kayınvalidem) geçen gün bunu çok güzel söyledi. Sahneye hazırlanıyorsun giyiniyorsun başka biri oluyorsun evde başka biri oluyorsun. Evde tabi yardım edenim var. Ben çoğunlukla bütün ağırlığın anne de olması gerektiğini düşünüyorum tabi anne tam zamanlı bir işe gidiyorsa bunu ayırıyorum. Ama görüyorum ki maalesef mesela çocuk hastalanıyor bakıcı bebeği kucağına almış hastaneye gidiyor anne elini kolunu sallayarak arkalarından gidiyor. Çocuğun anneye ihtiyacı var o sırada. Anne belli bir yaşa kadar çocuğu ile daha ilgili olmalı.
ONUN EN ÇOK İHTİYAÇ DUYDUĞU ŞEY: ANNE SEVGİSİ...
Çocuğu çok kucağa alıştırma derler ya ben daha çok alıyorum çünkü ne kadar alırsan kar, 18 yaşına geldiğinde ben onu kucağıma mı alacağım. Bırak 18’i yürümeye başladığında zaten bir daha seni istemiyor çocuk. Anne çocuk ile oldukça çocuğun öz güveni gelişiyor. Onun için ben hep eve gelen arkadaşlara hep şunu söylerim “Siz bana yardım edeceksiniz, çocuğuma ben bakacağım” Konserlerde yanımda götürüyorum mümkünse. Bazen konserden sonra hemen dönebiliyorsam dönüyorum hemen oğlum uyanana kadar yanında oluyorum ya da akşam geç saatte uçuyorum eğer kalmam gerekiyorsa ve götürebiliyorsam yanımda götürüyorum çünkü onun en çok ihtiyacı olan şey sevgi…anne sevgisi…
- Evlilik kararını nasıl verdiniz?
Eşimle hikayemiz çok ilginç ben eşimi tanıdığımda 20 yaşındaydım. Ama bizim beraberliğimiz o dönem başlamadı. Tanıştığımızda o klip yönetmeniydi şuan reklam sektöründe o dönemler yollarımız kesişti. Ama Hakan’ın en büyük korkusu kamera önündeki biriyle olmak ve bir evlilik yaşamaktı. Bir şekilde biz birbirimizi tanıdık ama bir evlilik bir flört bir başlangıç olmadı o dönem ama açıkçası söylemek gerekirse onun aklında ben, benim aklımda o hep vardı. Sonrasında yaklaşık 10 yıla yakın birbirimizi görmedik. Sonrasında beni sosyal medyadan buldu çünkü sektörlerimiz değişmişti. Sonra görüşmeye başladık sonrada ben biliyordum onun çok iyi bir baba olacağını çok iyi bir eş olacağını bende ısrarcı oldum bu konuda. Çünkü evladım olsun çok istiyordum o da bir çocuğu olsun istiyordu. Hem sevgi hem ortak bir istek bizi bir araya getirdi.
''EVLİLİK YANLIŞ İNSANLA CEHENNEM OLUR''
- Evlilikte çocuğun önemi nedir?
Herkesin anne-baba oluşu farklı, herkesin evliliği yaşayışı farklı belli kurallar çerçeveler var ama bence ben hep bunu söylüyorum “Evlilik yanlış insanla, cehennem; doğru bir insanla cennettir”. Evlat da cennetin çok güzel bir meyvesi bir insan gerçekten bu duyguyu tatmalı. Evlat isteyen herkes Allah versin tabi olmayanlarda vardır tabi. Ben öyle çok abartıp Instagram'da filan gittiğim ya da çok enteresan şeyleri paylaşmıyorum çünkü herkes her şeyi yapamıyor evet takipçin fazlalaşır ama ben tercih etmiyorum.
- Doğum sonrası kilolar nasıl gitti ve günlük uyguladığınız bir bakım rutininiz var mı?
Her zaman doğal olmaktan doğal şeylerden yanayım. Bu aralar çok yapamasam da. Hamileyken ilk başlarda çok kilo almadım. Yaklaşık 12-13 kilo aldım. Bu aldığım kiloları vermek çok zor olmadı. Çünkü normal doğumla Kaan dünyaya geldi. Her şeyiyle ben ilgilendiğim için koşturmacanız oluyor ve o sırada kilo vermiş oluyorsunuz. Çocuğa süt veriyorsanız ona göre beslenmeniz lazım ama onunda ayarını kaçırmamak önemli. “Hadi ye süt yapsın” diye annelere her şeyi yediriyorlar sonra anneler doğumda almadıkları kiloları alıyor. Yediğim, içtiğim şeylerin doğal olmasından yanayım çok abartmamak kaydıyla. Kaan’a mümkün oldukça daha taze daha pazardan alınan sebzeler daha organik olduğundan emin olduğum şeyler tüketiyorum.
- Cilt bakımı olarak ne yapıyorsunuz?
Bir tane kremim var her yerime onu kullanıyorum. Çünkü bir cilt doktoruna gitmiştim demişti ki masandaki tüm kremleri eve gidince çöpe atıyorsun. Kaşına başka, gözüne başka, alnına başka krem olmaz. Alnına sürebildiğini, yanağına da sürebilirsin demişti ve bana bir krem verdi. Onu eczaneden alıyorum her yere bu kremi kullanıyorum.
- Nadide Sultan’ı tanımlayan 3 karakteristik özellik…
Sevmediğim şeyi söyleyeyim… Çok aceleciyimdir, duygusal yönden kolay sarsılırım ama kolay toparlanırım. Gülmeyi çok severim bütün arkadaşlarım komiktir hatta biraz delidir. Deli insanları, deli kadınları çok severim. Gerçekçi insanları severim.
- Mesleki anlamda bundan sonraki hedefler neler, yeni projeler var mı?
Hedef koymamayı öğrendim artık. Hayat bana hedef koymamayı öğretti. Çünkü ne zaman çünkü soruyorlar albüm ne zaman çıkacak veya şu eve ne zaman taşınacaksınız hiçbir zaman tahmin tutmuyor. Hayatın getirdiklerinin de insan hayatını bir anda değiştirdiğini gördüğüm içinde hedef koymamayı hedefledim. KONYALIM'I SÖYLÜYOR….
ÜNLÜ ŞARKICI NADİDE SULTAN KİMDİR?
15 Kasım 1976 yılında İstanbul'da doğan ünlü şarkıcı Nadide Sultan, TRT 1'de Payitaht Abdülhamit dizisinin 'Emanuel Karasu' karakterini canlandıran Ali Nuri Türkoğlu'nun kız kardeşidir. Aslen Konyalı olan kardeşler okul döneminde beraber ders alırken Nadide Sultan tercihini müzikte Kanun'dan yana kullanırken abisi Ali Nuri Türkoğlu, müzik derslerine ve notaya karşı olduğu için tiyatroculuğa merak sarmıştı. İlk, orta ve liseyi İdealtepe İlkokulu, Fenerbahçe Ortaokulu ve Lisesinde tamamlayan Nadide Sultan, bu zamanlarda müzik ile devamlı iç içe olmuştur. Altay, Coşkun Sabah, Fatih Ürek, Aydın ve Emel Sayın gibi sanatçıların vokalliğini üstlenen Nadide Sultan ilerleyen dönemlerde tek başına sahneye çıktığı zamanlarda oldu.
İLİŞKİLİ HABERAmeliyat olan Türker İnanoğlu'na en büyük destek eşi Gülşen Bübikoğlu'dan!
İLİŞKİLİ HABEREbru Şahin ile Akın Akınözü'den yeni paylaşım!