Gıybet orucu bozar mı sorusu nereden çıktı? Faruk Beşer yanıtladı...
Gıybet Yapmanın Günahı / / April 23, 2021
Yeni Şafak.com'un köşe yazarlarından olan Faruk Beşer bugünkü yazısında "Gıybet orucu bozar mı sorusu nereden çıktı?" sorusunu yanıtladı.
Halk arasında böyle bir söz dolaşır. Fıkhi anlamda orucu nelerin bozduğu bellidir, gıybet onlardan biri değildir ama böyle bir söylemde şöyle ince manalar olabilir: Oruç bütün organlarla tutulmalı ve bunu alışkanlık haline getirmek için Ramazan bir eğitim fırsatı olarak bilinmelidir. Yapılan bütün günahlar orucun, hatta diğer ibadetlerin sevabından bir miktar götürür. Hatta kişinin günahları arttıkça sevabı hiç kalmamış, sadece fıkhen oruç tutmuş düzeyine kadar düşer. Resulüllah’ın (sa) ‘nice oruç tutanlar vardır ki, orucundan kendisine sadece çektiği açlık ve susuzluk kalır’ buyurması bunu anlatır. Kişi sevap bakamından eksiye dahi düşebilir. Buna misal olarak günahlardan özellikle gıybetin seçilmesinin şöyle bir hikmeti daha olmalıdır: Gıybeti Allah ölü kardeşinin etini yeme diye vasıflar. Yani gıybette bir nevi yeme, hem de çok kötü bir şeyi yeme anlamı vardır. Yeme içme orucu bozduğuna göre bu da bir yeme ise orucu bozmalıdır diye akla gelmiştir.
İLİŞKİLİ HABERGıybet nedir, gıybete giren davranışlar! Gıybet ve iftiradan korunma duası
Bazı şeylerin orucu bozup bozmadığı hep sorulur. Bunların bazılarını gerekçeleriyle söyleyelim: Aşıdan daha önceki yazımızda söz etmiştik. Astım spreyinin orucu bozmadığı kabul edilmelidir. Bu konuda tereddüt edilmesi, bununla çok az bir miktar maddenin ciğere çekilmesi sebebiyledir. Ancak iki açıdan bu bir yeme içme değildir, o halde orucu bozmamalıdır. O kadarcık nemi biz buharlı bir havada da tabii olarak içimize çekeriz, bunda bir zaruret vardır ve sprey kullanmak zorunda olanlar ya hiç oruç tutmayacaklardır ya da orucu bozacağı kesin olmayan sprey kullanmakla birlikte oruç tutacaklardır. İkincinin tercih edileceği açıktır. Tutabilecek durumda olan şeker hastalarının kullandığı insülin de böyledir. Hatta bir nevi iğne olarak bunun orucu bozacağını söyleyenler bile vardır, ama buna rağmen bozmayacağını söyleyenlere dayanarak bozmaz kabul edip bununla birlikte oruç tutmaları evladır.
Göz damlası, tadı boğazda hissedilse dahi orucu bozmaz. Çünkü sadece tabii menfezlerden giren şeyler orucu bozar diyenler vardır. Kan vermek orucu bozmaz, ancak mecalsiz kalıp oruçta zorlanma tehlikesi varsa mekruh olur. Diş çektirme de bir şey yutmadıkça orucu bozmaz. Ancak zorunluluk bulunmadıkça akşama ertelemek ihtiyata uygun olandır.
Unutarak yeme içme orucu bozmaz. Resulüllah Efendimiz unutarak yiyen için, ‘onu Allah yedirdi’ buyurmuştur.
Kıyasa uygun olmasa da sigara içmenin orucu bozmayacağını söyleyen bir âlim yoktur. Bilerek içerse kefaret bile gerekir. Bu sebeple biz Ramazan orucunun sigara gibi bir afetin bırakılması için en bulunmaz bir fırsat olduğunu söylüyoruz. Ramazan’da sigarayı bırakan insanlar iki kat sevap almış olurlar, onun için bu fırsatı kaçırmamalıdırlar.
Kadın oruçlu iken âdet olursa orucunu hemen bozması, gün ortasında âdeti kesilirse akşama kadar artık oruçlu gibi davranıp yiyip içmemesi gerekli olmasa da güzel bir edep olarak görülmüştür. Bunda şöyle bir ince anlayış vardır. Kadın böyle yaparsa sanki Allah’a karşı şöyle demiş olur. Allah’ım, âdetli iken orucu bırakmam söylendi, ben de adet olur olmaz bıraktım. Âdetli olmadığım zaman oruç tutmam söylendi, ben de âdetim biter bitmez yiyip içmeyi kestim. Yani emre uymakta dikkatli davrandım.
Ramazan orucumu tamamlayım diye alınan âdet geciktirici haplar sebebiyle âdeti gecikse orucunu tutmuş olur. Ancak bu durum sağlık açısından, dolayısıyla da dinen tavsiye edilmez, çünkü fıtratı zorlamadır ve sağlığa zararlı olan her şey dinen de o nispette sakıncalıdır. Hac günleri alınan geciktiriciler için de aynı şey söylenir.
Gusül alması gereken oruçlunun yıkanmayı sahurdan sonraya bırakması oruca zarar vermez. Ancak bu durum bile bile sabah namazının vaktini geçirmeye sebep olursa günah işlenmiş olur.
Kendi isteğiyle olmadan kusmak orucu bozmaz. Yeter ki tekrar geri yutmuş olmasın. Ama isteyerek ve kendi fiiliyle olursa orucu bozar.
Özellikle Ramazan’ın son on gününde itikâfta bulunmak çok anlamlı ve feyizli bir ibadettir. Ama bu vesileyle Resulüllah’ın şu ölçüsünü de hatırlamak gerekir: ‘Tek bir günlük İtikâf kişi ile cehennem arasına kocaman bir hendek açar, ama bir kardeşinin ihtiyacı için koşuşturmak elli yıllık itikâfa bedeldir’. Dindarlığı anlamak için böyle misaller önemli ölçülerdir.