Halil İbrahim sofrası nedir? Halil ve İbrahim kardeşlerin hikayesi
Miscellanea / / December 07, 2021
Yıllardan beri bilinen Halil İbrahim sofrası hikayesiyle adeta herkese ders veriyor. Peki Halil İbrahim sofrası nedir? Halil ve İbrahim kardeşlerin hikayesi nereden geliyor? İşte merak edilen sorunun yanıtı...
Misafirperverlik Türkler’in en çok bilinen özelliklerinden birisidir. Hem İslam dininden hem de Türk kültüründen aldığımız bu güzel haslet ile tanınmış olmak Türkiye için büyük bir onurdur. Bizler hanemizin misafir ile bereketlendiğine inanırız. Misafir on kısmetle gelir, birini yer dokuzunu bırakır atasözünü benimseyen halkımız elbette misafirperverdir. Misafir davet edildiğinde her evde sofralar özenle hazırlanır. Bu sofralara Halil İbrahim Sofraları yakıştırmaları yapılır. Haberimizde Halil İbrahim sofrası deyiminin nereden geldiğini araştırdık. İki farklı bakış açışıyla değerlendirilen bu deyimin anlamını yazımızda bulabilirsiniz.
HALİL VE İBRAHİM KARDEŞLERİN HİKAYESİ 1
Hz. İbrahim Halîlullah (as) misafiri çok seven bir peygamberdi. Eğer bir gün sofralarında misafir olmasa kendileri çok üzülürdü. O kadar üzülürlerdi ki, bir defasında Allah’a (cc) yemin etmişlerdi. Bir sefer bile olsa sofraya misafirsiz oturmayacaklardı. Allah’ın (cc) hikmeti bu yeminden sonra bir ay evlerine misafir gelmemişti. Hz. İbrahim (as) otuz gün boyunca sofra kurdurup yemek yememişlerdi. Halîlullah (as) bu duruma oldukça üzülerek dışarı misafir aramaya çıkmışlardı. Evinden baya uzakta bir adamla karşılaştı. O adamın yanına gitti ve bu ıssız yerde ne yaptığını sordu. Adamın cevabı ise evden misafir aramak için çıktığı idi. Evine tam üç aydır misafir gelmiyordu ve Hz. İbrahim’i (as) görünce evine buyur etti. Halillullah (as) bu duruma epeyce şaşırmıştır. Kendileri de (as) evine bir aydır misafir gelmediği için sofra kurdurtmamıştı.
Üç aydır misafir özlemi çeken adamın evine giden Peygamber (as) oradan ayrılırken ev sahibinin kendisine dua etmesini istemişti. Adam dua etmeyi bıraktığını söyledi. Bu cevap karşısında Halilullah (as) nedenini sordu. Uzun süreden dua etmeyi bıraktığından dolayı tekrar başlamaya utandığını söyledi. Nedeninin ise yaşadığı zamanda bir peygamberin yaşadığını duymuş ve Allah’a (cc) sürekli O’nu göstermesi için dua etmişti. Uzun süre duası kabul olmayınca artık dua etmeyi bıraktığını söylemişti. Ancak tam karşısında bir Peygamber’in oturduğunu bilmeyen adam doğruyu öğrenince epeyce şaşırmıştı. Halilullah (as) kendisinin peygamber olduğunu ve Allah (cc) adamın duasına icabet ettiği için Kendilerinin (as) evinden bu kadar uzağına geldiklerini söyledi.
HALİL VE İBRAHİM KARDEŞLERİN HİKAYESİ 2
Halil İbrahim sofrası deyiminin bir diğer anlamı ise Halil ve İbrahim kardeşler arasında geçen bir olaydan ortaya çıkmıştır. Bu iki kardeş birlikte çalışıyormuş. Büyük olan Halil evliymiş ve çocuğu varmış. Küçük kardeş İbrahim bekârmış. Tarlada ekip biçtiklerini eşit şekilde paylaşan kardeşler yine mahsul çıkan bir zamanda aralarında çıkan hasılatı paylaşıyorlardı. Ancak abi Halil kardeşinin bekâr olduğunu ve evlilik için para biriktirmesi gerektiğini düşünmüş. Kardeşi görmeden abi onun payına daha fazla ekin atıyormuş. Kardeşi ise abisinin eşi ve çocukları olduğunu ve daha çok paraya ihtiyacı olduğunu düşünerek abisi görmeden onun payına daha çok ekin atıyormuş. Bu cömertlik sahnesinden Allah (cc) çok memnun olmuştur ve ekinlerine verdiği bereket sayesinde bu paylaşma günler sürmüştür. Halil İbrahim bereketi olarak nitelendirilen olay cömertliğin sonunda insanın elinde hep daha fazlasını kaldığını gösterir.