Müslümanlar yılbaşı gecesini nasıl geçirmeli? Müslüman Yılbaşında nelere dikkat etmeli

Yılbaşı gecesine saatler kalan Müslümanlar bu gece içerisinde ne yapılmasının doğru olduğunu merak etmeye başladı. Müslüman aleminin yılbaşı günü içerisinde hangi ibadetleri yerine getirmesinin doğru olduğu merak içerisinde araştırılmaya başlandı.

31 Aralık'ı 1 Ocağa bağlayan gecede kutlamaların büyük bir coşku ile devam ettiği yılbaşı kutlamasında biz Müslümanlar olarak onlara hiçbir şekilde benzememiz gerekmektedir. Fasıkları ve kafirleri taklit ederek ahiretimizi tehlikeye atmak yerine yılbaşı gecesini de her zamanki gibi sıradan önem vermeden geçirmek lazımdır. Alkolik kimseler için bayram niteliğinde bir gün olan yılbaşı gecesinde Allah'ın rızasına uygun olmayan nice günahlar işleniyor.

İLİŞKİLİ HABERYılbaşı çekilişi haram mı? Milli Piyango bileti neden haram? Diyanet'ten açıklama

Müslümanlar yılbaşını nasıl geçirmeli?

Bilinçsiz dahi olsa kendimizi bu gibi tehlikelerden korumak için televizyondaki eğlence programlarını bile seyretmeden, dünyalık işlerle meşgul olmadan salih amel işlenerek geçirilen bir gece elbette Allah (c.c.)'un da izniyle daha faziletlidir.

Müslümanlar yılbaşında ne yapmalı

Örneğin; Müslüman bir kimsenin yılbaşı gecesinde yapabileceklerine örnek olarak şunu söyleyebiliriz: Coşku, sevinç ve kutlamaların hat safhada olduğu 00:00 saatinde bin bir türlü günahlar işlenirken onlara benzememek hatta o an o vakitte Allah (c.c)'a daha yakın olabilmek için namazınızda o vakti secde anına denk getirin. Allah (c.c)'a gerekli tesbihatları yaptıktan sonra Allah'a yakarırcasına geçmiş günahlarınıza tövbe edebilirsiniz. Özel bir muradınız varsa onları Allah'tan isteyip o salih amellerde bulunabilirsiniz.

İslamiyetin dışındaki Hrıstiyan ya da Yahudi gibi farklı inançlara sahip olan kimselerde ibadette bile olsa benzememeyi uygun gören Peygamber Efendimiz (SAV), oruç ibadeti ile ilgili hadis-i şerifinde şöyle buyurmaktadır:

“Aşure orucunu tutun; ancak bir gün ön­ce veya bir gün sonra da tutmak sûretiyle yahudîlere mu­hâlefet edin!”(Ahmed, I, 241; Bezzâr, no. 1052; Heysemî, III, 188)