Ahmet Selçuk İlkan annesiyle ilgili en büyük pişmanlığını açıkladı!
Miscellanea / / June 22, 2022
Şair ve söz yazarı Ahmet Selçuk İlkan, konuk olduğu YouTube programında annesiyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Ahmet Selçuk İlkan, "Annemi kaybetmemin hazin bir hikayesi var" diyerek yaşadığı acıyı ilk kez anlattı. Şair ve söz yazarı Ahmet Selçuk İlkan, Gökay Kalaycıoğlu'nun sunuculuğunu üstlendiği Haber Bahane programının bu haftaki konuğu oldu. Ailesinde de bahseden Ahmet Selçuk İlkan, annesiyle ilgili anlattıklarıyla herkesi derinden etkiledi.
İlkan, şunları ifade etti:
"Ben 9 çocuklu bir ailenin 8. çocuğuyum. Bütün yokluklara karşı hayalleri zengin olan bir aileydik. Babam ilkokula gitmiş ama annem hiç okula gitmemiş. Kardeşlerim de anca ilkokul okuyabildi. Ailemin bütün hayalleri benim omuzlarımdaydı. Ailem 'En azından Ahmet Selçuk okusun' derlerdi. İki ağabeyim berberdi, babam da önce fabrikada çalıştı sonra muhtar oldu. Abim Almanya'daydı ben de liseyi bitirince onun yanına gittim. O yıllarda hem yazdım hem de mimarlık okudum. Annemi kaybedince mimarlık bölümünü son sınıfta bırakarak İstanbul'a geldim. Sonra da İstanbul Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyat Fakültesi'ni bitirdim."
Vefat eden annesi ile fotoğraf çekilmediği için pişmanlık yaşadığını söyleyen usta sanatçı, "Babam doktor, annem de mimar olmamı istiyordu. Annemin hayalini gerçekleştirmek için Berlin'e gitmiştim. Annemi kaybetmemin hazin bir hikayesi var. Almanya'ya giderken istasyona kadar geldiğimde annem bana sarılıp 'sana kırgınım, küskünüm. Hani beraber bir resim çektirecektik' dedi. Ben de bir ara çektiririz diye düşündüğüm için bunu ihmal etmiştim. Annemin gözyaşlarına dayanmayınca en kısa zamanda gelip çektireceğimi söyledim. Annem 'Ya bir daha görüşemezsek? İçimde böyle bir his var' dedi. Babam da 'Zeynep, Ahmet'i üzme. Böyle şeyler konuşmayalım' demişti. Ne yazık ki ben Almanya'ya gittiğimde annemden hiç mektup alamadım. Babamın acı bir telefonuyla annemi kaybettiğimizi duymuştum. Hayatım boyunca bu acıyı hep yaşadım. Sadece küçük yaşta çekilen siyah beyaz bir fotoğrafımız var.
Sahnedeyken keşke annem bir tanesini görseydi. Anneme bir Anneler Günü'nde hediye almak isterdim. Şiire bakış açımı kuvvetlendiren en büyük etkenlerden birinin bu olduğunu düşünüyorum. Anne ve babaların çocuklara bıraktığı en büyük miras sevgi ve anılardır. Bunlar akla gelince kelimeler bile yetersiz kalıyor. Beni tanımlarken 'Ayrılıkların Şairi' derler. Bu doğru, ben ayrılıkları ezbere bilirim. İnsanlar kaybedince hayatı ve sevgiyi daha iyi anlıyorlar. Ben aslında ayrılıkların değil kaybedenlerin şairiyim."