Kurban derisi nasıl değerlendirilir? Kurban derisi ne yapılır? Diyanet’in kurban derisi...
Miscellanea / / June 22, 2023
Kurban Bayramı'na kısa bir süre kala kurban kesimine yönelik merak edilen konular araştırılmaya devam ediyor. Kesecekleri kurbanlık hayvanın derisini nasıl değerlendirmeleri gerektiğini merak eden vatandaşlar araştırma yapıyor. Peki Kurban derisi nasıl değerlendirilir? Kurban derisi ile ne yapılır? Diyanet’in kurban derisi hakkında açıklaması:
Kurban bayramına az bir zaman kala herkesin aklında kurban derisi ile ilgili sorular dönmeye başladı. Diyanet İşler Bakanlığı ise bu konu hakkında gerekli açıklamayı yaptı. Birçok kurum kesilen kurban derilerini bağış olarak kabul etmektedir. Kurban derilerinin para karşılığı satılması caiz değildir. Kurbanın derisinin bir fakire veya hayır kurumuna verilmesi gerekmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı resmi internet sitesi üzerinden "kurban derisi ne yapılır?" sorusunu yanıtladı.
İLİŞKİLİ HABERKurban etinden sucuk evde nasıl yapılır? En kolay sucuk yapımının püf noktaları
kurban
İLİŞKİLİ HABERDiyanet kurban kesim fiyatları ne kadar? Büyükbaş ve küçükbaş hayvan 2021 fiyatı...
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINDAN KURBAN DERİSİ NE YAPILIR AÇIKLAMASI:
Kurbanın derisi, bir fakire veya hayır kurumuna verilmelidir. Hz. Peygamber (s.a.s.), veda haccında Hz. Ali’ye, kurban olarak kesilen develerinin başında durmasını ve bunların derileri ile sırtlarındaki çullarını sadaka olarak vermesini, kasap ücreti olarak bunlardan bir şey vermemesini emretmiştir (Müslim, Hac, 348; Buhârî, Hac, 120, 121; Ebû Dâvûd, Menâsik, 21). Buna göre kurban derilerinin para karşılığında satılması, kurbanın kesimi veya bakımı için ücret olarak verilmesi caiz değildir (İbn Nüceym, el-Bahr, VIII, 203). Derinin satılması hâlinde bedelinin yoksullara verilmesi gerekir (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 165).
kurban derisi
Ancak kurbanın derisi, bir yoksula veya hayır kurumuna bağışlanabileceği gibi, evde namazlık, kalbur ve benzeri ev eşyası yapılarak kullanılmasında da bir sakınca yoktur (Kâsânî, Bedâi‘, V, 81; Merğînânî, el-Hidâye, VII, 164).