Hukukçular uyarıyor! 'Seni seviyorum' demek taciz sayılabilir
Miscellanea / / October 31, 2023

Altınbaş Üniversitesi koordinatörlüğünde düzenlenen 'Ceza Hukukunda Cinsel Suçlar' paneline üniversitenin Ceza Hukuku Uzmanı akademisyenleri Prof. Dr. Hasan Sınar ve Dr. Yeşim Yılmaz konuk oldu. Ceza hukukunda cinsel suçlara ilişkin sorunlar ve çözüm önerileri üzerine tartışılan panelde hukukçular yaptıkları açıklamalarıyla dikkat çekti.
Altınbaş Üniversitesi, ceza hukukunda cinsel suçlara ilişkin sorunları ve çözüm önerilerini konu alan bir panel düzenledi. Üniversitenin Ceza Hukuku Uzmanı akademisyenleri Prof. Dr. Hasan Sınar ve Dr. Yeşim Yılmaz'ın konuşmacı olarak yer aldığı panelde son hukuksal düzenlemeler hakkında bilgi verilerek ceza hukukunda cinsel suçlar konusunda gözden kaçırılan ayrıntılara dikkat çekildi.Türk Ceza Hukukunda cezaların aslında ağır olduğundan bahseden hukukçular, aslında sorunun infaz sisteminden kaynaklandığını belirtti.

Prof. Dr. Hasan Sınar ve Dr. Yeşim Yılmaz
" 'SENİ SEVİYORUM' DEMEK TACİZ SAYILABİLİR!"
Cinsel suçların fevkalade ağır ve çok önemli yansımaları olan bir sorun olduğunu dile getiren Prof. Dr. Hasan Sınar,
Konuşması sırasında cinsel dokunulmazlığa karşı suçlara ilişkin 2014 değişikliğinden sonra ağır yaptırımlar getirildiğini vurgulayan Prof. Dr. Hasan Sınar, Son zamanlarda sosyal medya aracılığı ile gençlerin yakından bildiği DM üzerinden de cinsel taciz vakalarının yaşandığına dikkat çekti.
YARGITAY KRİTERLERİNE DİKKAT ÇEKİLDİ!
Konunun sosyolojik ve psikolojik boyutuna atıfta bulunarak açıklama yapan Dr. Yeşim Yılmaz, kişinin kendini kirlenmiş hissettiğini ve bir an önce temizlenme ihtiyacında olduğunu dile getirdi. Bu konuda toplumda farkındalık yaratmanın önemini vurgulayan Dr. Yeşim Yılmaz, Yargıtay’ın cinsel taciz suçunu ayırt ederken baz aldığı kriterlere dikkat çekti. Dr. Yeşim Yılmaz; "Öncelikle rızanın olup olmadığı, girişimin ısrarlı olup olmadığı, kaba ve sırnaşıkça olup olmadığı önemli. Taraflar arasında duygusal ilişki var mı? Kanuni veya ahlaki engel bulunup bulunmadığını değerlendirerek bir sonuca varıyor. Taraflardan biri evliyse ve birine duygu açıklamasında bulunduysa veya iltifat ettiyse mesela cinsel taciz suçunun oluştuğuna karar veriyor. Çünkü taraflar arasında ahlaki bir engel yani evlilik ilişkisi olduğunu söylüyor." şeklinde konuştu.
"MAĞDURUN BEYANI ESASTIR"
Uluslararası yükümlülükler gereği cinsel suçlarda mağdurun beyanının esas olarak kabul edildiğini belirten Yeşim Yılmaz, "Bu beyan soruşturma başlatılmasını sağlıyor. Hâkimin, mahkûmiyet için vicdani karar verebilmesi için şüphe olmamalı. Şüphe sanığın işine yarıyor." şeklinde konuştu.

Dr. Yeşim Yılmaz
"KİŞİDE HUZURSUZLUK YARATACAK BOYUTA GELDİYSE ISRARLI TAKİP SUÇUDUR!"
Panel sırasında 'Stalking' olarak ifade edilen 'Israrlı takibin' de artık Türk Ceza Kanunu’nda suç kabul edildiğini açıklayan Dr. Yeşim Yılmaz; "Dolayısıyla flört girişimi veya arkadaşlık teklifleri ısrarlı bir halde kişiyi rahatsız edici boyuta ulaştıysa, kişide huzursuzluk yaratacak boyuta geldiyse ısrarlı takip suçu oluşacaktır. Ama cinsel taciz yönünden önemli olan ise bunun cinsel amaç taşıyıp taşımadığı." diyerek önemli bir noktaya dikkat çekti.
"CİNSEL SUÇ FAİLİNİ 'HASTA' OLARAK TANIMLAYAMAYIZ!"
Son olarak toplumda cinsel suçları bir hastalık olarak görme eğiliminin yanlışlığına dikkat çeken Dr. Yeşim Yılmaz; "Öncelikle bu bir suç. Bir hastalık değil. Bir kere cinsel eylemler, rızaya aykırı cinsel eylemlerdir. Cinsel suç failini 'hasta' olarak tanımlarsak durumu normalleştirmiş oluruz. Çünkü tedavi edilebilir bir durumda görüyoruz demektir. Halbuki adli tıp ve bilim insanlarının yaptığı araştırmalara baktığımızda çoğunlukla bu tarz fiillerin, bir cinsel dürtüden ziyade bir zorbalık, bir öfke, bir güç arayışından ortaya çıktığını görüyoruz. Aslında çoğunlukla erkeğin, kadın üzerinde bir otorite kurma arayışından, öfkesinden ve zorbalığından kaynaklandığını görüyoruz." ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Hasan Sınar
DENETİMLİ SERBESTLİK DÜZENLEMESİ HAKKINDA KONUŞULDU!
Cinsel suçlar konusunda toplumda bir cezasızlık algısı ve adalet sistemine güvensizlik olduğunu belirten Prof. Dr. Hasan Sınar, örtülü af olarak nitelendirilen ve kişilerin infaz kurumuna girmeden veya her türlü denetimden uzak olarak infazın toplum içerisinde yerine getirildiği bir durum oluşturduğu dile getirdi. Prof. Dr. Hasan Sınar; "2023 Temmuz ayında getirilen denetimli serbestlik düzenlemesiyle uzun süreli hapis cezası almış hükümlüler çok kısa bir süre infaz kurumunda kaldıktan sonra kalan cezasını toplum içerisinde çekebiliyor" dedi.
"CEZAYI İNFAZ EDERSENİZ BU TARTIŞMALAR DA ORTADAN KALKACAKTIR"
Prof. Dr. Hasan Sınar'ın konuşmasına ekleme yaparak devam eden Dr. Yeşim Yılmaz, "Toplumda hadım etme veya kastrasyon tartışmalarının çıkış sebebi bu. Çünkü kamuoyu, failin olması gerektiği şekilde cezalandırılmadığını görüyor. Bir cinsel suç failini efektif bir şekilde cezalandırıp kesintisiz ve kaçınılmaz bir şekilde bu cezayı infaz ederseniz bu tartışmalar da ortadan kalkacaktır.” şeklinde konuştu.
"İLK 4 İLA 6 SAAT İÇİNDE DELİLLER TOPLANMALI"
Cinsel suç olaylarının çoğu zaman dört duvar arasında, tanık olmadan yaşandığını hatırlatan Prof. Dr. Hasan Sınar, bu nedenle hukuki açıdan fiziksel delillerin çok önemli olduğunu belirtti. Suçun, şüpheye yer vermeden kanıtlanabilmesi için mağdurun 24 saat içinde doktor muayenesi olması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Hasan Sınar; “Hatta ilk 4 ila 6 saat içinde deliller toplanmalı. Eğer duş alınmışsa delil kayboluyor.” uyarısında bulundu.