Bülent Ersoy'un orkestra ekibi dava açmaya hazırlanıyor: Ceylan bize sahip çıktı!
Miscellanea / / November 05, 2021
Bülent Ersoy'un 21 kişilik müzisyen ekibi, sahte PCR testi suçlamasıyla Kıbrıs'ta bir ay ceza evinde kalmıştı. Tahliye edilen ekipte yer alan Coşkun Kıvılcım, konuyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Kıvılcım, "Ben cezamı çektiysem herkes cezasını çekecek" dedi.
Geçtiğimiz haftalarda konser için gittikleri Kıbrıs'ta sahte PCR Testi sebebiyle tutuklanarak hapse giren Bülent Ersoy'un 21 kişilik müzisyen ekibinin 19'u geçtiğimiz günlerde tahliye edildi. İlk uçakla İstanbul'a gelen orkestra ekibinden müzisyen ve aranjör Coşkun Kıvılcım, yaşadıklarını anlattı.
1 ayı cezaevinde olmak üzere 62 gündür KKTC'de mahsur kalan Coşkun Kıvılcım, "Müzikle uğraşıyorum. 5 sene Bülent Ersoy’a emek verdim. Kendisinin söylediği gibi herkese çalan müzisyenlerden değilim. Kendisiyle 5 seneden beri çalışıyorum. Malum başımıza gelen Kıbrıs işinde oluşan sahte PCR durumundan dolayı. 21 arkadaşımla beraber mağdur olduk. Çok zor durumlar yaşadık, Allah kimseye vermesin bu durumları. Zor bir süreçti." şeklinde konuştu.
"MÜZİSYEN İNSANIN PARASINI DEĞİL SEVDİĞİ ŞARKILARI ÇALAR"
Sahte PCR testi konusu hakkında yaşananların perde arkasını anlatan Kıvılcım, "Bizim orkestra şefimiz var. Telefonda grubumuz var. Her zamanki gibi mesaj geldi, 'Ayın 28’inde iş var' diye. Biz de tabii ki PCR testinin nasıl yapıldığını bilen insanlarız, cahil insanlar değiliz. Bir ambulans gelecek, bizim buluşacağımız bir yerde bizim testlerimizi yapacaklar diye düşündüm. Ben böyle düşünürken tekrar bir mesaj geldi ve 'İki aşı yeterli oluyormuş' dendi bize. Bizim bütün arkadaşlarımız da onay verdi. Ondan sonra biz günü gelince havalimanına gittik. 10 arkadaşımız geçti. Onlar geçtikten sonra bir arkadaşımızla orada çalışanlar arasında ufak bir sürtüşme oldu. Onlar da bizim evraklarımızla bilgisayara gidip, baktılar. Bu PCR’ların sahte olduğunu söylediler bize. Biz de orada anladık bu durumu. Sonrasında o geçen on arkadaşımızı geri çağırdılar. Bizi havalimanında sorguya tuttular. 12 saat orada kaldık. Ne olduğunu bilemiyoruz tabii. İlk defa böyle bir şey yaşadık. Müzisyen insanın parasını değil, sevdiği şarkıları çalar. Bu sözü herkes bilir. Biz bilmeyiz yani bu konuda cahil insanlarız sonuçta. Tabii herkes bir telaşta malum. Bizi 12 saat orada tuttular dediğim gibi. Ondan sonra sorgular, bize 'Sorun yok, keyfinize bakın.' diyorlar. Tabii bir enteresanlık var orada, bir kaos var. İnsanlar bir telaşta, polisler bir telaşta. Bizim telefonlarımızı ve kimliklerimiz aldılar. Her şeyimizi aldılar." ifadelerini kullandı.
"BÜLENT ERSOY YAKALANDIĞIMIZI BİLİYORDU!"
Bülent Ersoy'un her şeyden haberi olduğunu söyleyen Coşkun, sözlerine şöyle devam etti:
"Biz bunları yaşarken Bülent Ersoy Hanım otele bir gün öncesinden gittiği için oteldeydi. İletişim sıfır. Yakalandığımızı da biliyordu. Sonrasında bizi otobüsle konsere götürdüler. Konsere biraz geç çıkıldı. Biz çıktığımızda sahneye Bülent Hanım biraz geç çıktı. İnsanlar biraz öfkelendi, laf söylemeye başladılar. Bizler de çalarak insanları yatıştırmaya çalıştık. Biz konu kapandı sanıyoruz, sahneye geldik sonuçta. Çalıyoruz o sırada. Sonrasında Bülent Hanım sahneye çıktı. Ondan sonra farklı detaylar var. Bülent Hanım’ın aldığı bir yevmiye var. Aldığı paradan hariç artı bir para daha istiyor. 'Ben bu şartlar altında çıkmam' falan diyor. O kendisi yaşamış gibi, geç kalmış gibi o ortama, o stresi biz yaşamamışız gibi davrandı. Bizi mağdur gösterse zaten o parayı biz alırdık. O gün o parayı bize zaten kendisi dağıtırdı. Konuşuyor, o parayı da alıyor kendisi ve sahnede kahkahalar atarak, 'İşte bu insanlar da içerideydi, o yüzden geç geldik' diyor ve bizi orada aşağılıyor. Konseri bitirdik. Biz böyle detaylar olduğunu bilmiyoruz ya. Bize, 'Siz nöbetçi mahkemeye çıkacaksınız.' dediler. Ondan sonra biz nöbetçi mahkemeye çıktık. Kıbrıs’ta teminat diye bir durum varmış. Bunları biz bilmiyoruz. Bizi teminata bağladılar, haftada iki gün imza şartıyla. Sonrasında 210 bin TL karşılığında bizi serbest bıraktılar. Böyle bir durum oluştu. O süreçte oteldeydik. Orada da bir ay kaldık. Telefonumuz yok, ailelerimize ulaşamıyoruz, göremiyoruz. Oradaki odadaki telefonlardan ulaşmaya çalıştık. Tabii ki telefon ediyoruz ama otel de telefonları kesiyor biz aramayalım diye."
"BİZE CEYLAN SAHİP ÇIKTI!"
Bülent Ersoy'a dava açmaya hazırlandıklarını belirten Kıvılcım, ünlü sanatçıya olan öfkesini şu şekilde dile getirdi:
"Bundan sonra ise Bülent Hanım diye bir şey hayatımızda kalmadı. İstemiyorum da olmasını. Sahip çıkmasını da istemiyoruz, bize yardım etmesini de istemiyoruz. Onun mücevherlerini de istemiyoruz. Onun parası kendisinin olsun. Hukuki süreci arkadaşlarımızla birlikte başlatacağız. Bu arada bunu geçmeden yapamayacağım; hani kendisine çaldı ya sanatçı Ceylan, sanki ona çalmışım gibi bana sahip çıktı. Bülent Ersoy bana sahip çıkacağına Ceylan, bana sahip çıktı. Biraz evvel dekontunu da gösterebilirim, bana destek çıktı. Bunu Ceylan Hanım’ın mı yapması gerekiyordu, Bülent Ersoy Hanım’ın mı? Soruyorum bunu kendisine. Maddi ve manevi olarak çöktüm. Biz güzel paralar kazanan insanlarız. Böyle 5 bin liralar falan yanlış anlaşılmasın ama bizim için para değil bunlar yani. Benim kiram zaten 5 bin lira sayın Diva'm. Buradan da müzisyen arkadaşlarıma sesleniyorum; rica ediyorum size emek verene bakın. Ceylan Hanım gibi işte hiçbir alakası olmayan bir insan ben mağdurum diye bana sahip çıktı mesela beni tanıdığı için. Böyle solistlerle çalışın. Lütfen, rica ediyorum müzisyen arkadaşlarımdan."
"TÜM SERVETİMİ HARCAYACAĞIM!"
Konser için KKTC'ye giden ünlü sanatçı Bülent Ersoy'un 21 kişilik müzisyen ekibi, koronavirüs ile ilgili düzenlenen sahte evraklar nedeniyle 1.5 ay hapis cezasına çaptırılmıştı. Ekibinin tutuklanmasıyla ilgili oteli ve testi veren doktoru suçlayan Bülent Ersoy, "Onları kurtarmak için tüm servetimi harcayacağım" ifadelerini kullanmıştı.
5'ER BİN LİRA YARDIMDA BULUNDU!
Ünlü sanatçının ekibi bu ifadelere tepki göstermesinin ardından Bülent Ersoy, tutuklanan müzisyenlerin ailelerine 5 bin TL'lik yardımda bulundu. Ancak yaşananların ardından orkestra ekibinin para değil ailelerine kavuşmak istedikleri söylenildi.
NE OLMUŞTU?
Önceki aylarda konser vermek için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne 21 kişilik orkestrasıyla giden ünlü sanatçı Bülent Ersoy, sahte PCR testi olayıyla gündeme gelmişti. Orkestra yer alan müzisyenlerin PCR testlerinin sahte olduğunun anlaşılmasıyla, ekibin hepsi yaklaşık 1 ay otelde polis gözetimi altında kaldı ve Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanma süreci başlatıldı.
Sosyal medyayı sallayan 'sahte test' olayında mahkeme, müzisyenlerin tutuklanmalarına karar verdi. Cezaevine gönderilen orkestra ekibi suçsuz olduklarını ifade ederek yetkililerden yardım talep etti.
Konuyla alakalı konuşan Müzisyenler ve Sanatçılar Federasyonu Başkanı Ahmet Onurlu, raporu veren hastane yetkilisi ve raporu imzalayan doktorun serbest olduğunu fakat raporun verildiği müzisyenlerin tutuklanmasının mantıklı olmadığını ifade etti ve sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kıbrıs’a konser vermek için giden 21 müzisyenin eline tutuşturulan sahte PCR raporu düzenleyen KKTC vatandaşları ve otel yöneticileri serbest. Sahte belgeleri düzenleyen KKTC vatandaşı hastane yetkilisi, doktor ve hemşire serbest. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan 21 müzisyen, 1 aydır gözetim altında tutulduktan sonra bugün verilen kararla tutuklu. Suçun övülecek bir yanı olamaz ama KKTC’deki adalet anlayışı ve ayrımcılık hepimizi endişelendiriyor"
"SON NEFESİME KADAR MÜCADELESİNİ VERECEĞİM!"
Usta sanatçı Bülent Ersoy ise yaşanan olaya tepkisiz kalmayarak sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda"Türkiye’nin en iyi, en büyük avukatını görevlendirdim… Bu savaşım Türkiye ve KKTC hudutları içerisinde kalmayacak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde de bu hakkımı ve haklarımızın da son nefesime kadar mücadelesini vereceğim." ifadelerine yer verdi.
"BUNUN AHI ÇIKACAK!"
Gerçekleşen duruşmada alınan karara göre 1 ay hapis cezasına çarptırılan müzisyen ekibi polis eşliğinde elleri kelepçeli bir şekilde götürülürken kameralara yansıdı. Konuyla ilgili Bülent Ersoy'a öfkeli olan bir orkestra üyesi "Bülent Ersoy utanmadan bir de 'servetimi harcayacağım' diyor. Herkesi işinden gücünden etti. Devlet memurluğundan etti. Biz sahte bir şey almadık evrak olduğunu dahi bilmiyoruz. Bize sadece 'bu evraklarla içeri gireceksiniz' dediler. Biz ne yaptıklarını nereden bilelim" şeklinde konuştu. Müzisyen ekibinin bir diğer üyesi ise "Bu kadar aileyi perişan ettiniz. Bunun ahı çıkacak. 21 kişinin hayatıyla oynadınız. Bize resmen düşman muamelesi yapıyorlar" dedi.
İLİŞKİLİ HABER
Yakışıklı oyuncu Kenan İmirzalıoğlu ikinci kez baba oluyor! Sinem Kobal hamileİLİŞKİLİ HABER
Barış Akarsu'nun annesi Hatice Akarsu hayatını kaybettiETİKETLER
PAYLAŞ
Yorumunuz başarıyla gönderildi.
Yorumunuz gönderilirken bir hata oluştu.
şunun neyini haber yapıyorsunuz zihnimiz kirleniyor bizi alakadar etmemesi lazım edep yok haya yok saygı yok doğrumudur